Gelecek nesillere çevreci bir dünya bırakmak: 5 Haziran Dünya Çevre Günü
Çevrenin kelime anlamına bakıldığında tüm canlıların hayatları süresince etkileşim içinde bulunduğu ekosistem olarak tanımlayabiliriz.
İnsanoğlu varlığından bu yana doğa ile iç içedir. Çevresindeki kaynaklar sayesinde varlığını idame ettirebilmektedir. Bitkiler, hayvanlar, denizler, doğal güzellikler... Fakat ne yazık ki insanoğlu kaynakları sonsuzmuş gibi kullanmaktadır. Küresel ısınma, iklim değişikliği, çevre kirliliği gibi pek çok konu dünyanın varlığını tehdit etmektedir.
Masmavi denizler, göller, ırmaklar; yemyeşil ormanlar, yeşil alanlar... Dünyanın bize sunduğu imkanların, güzelliklerin değerini bilelim. Kaybettikten sonra her şey için geç kalmış olabiliriz. Zamanı geri alamayız ama şu anda elimizden geleni yapabiliriz.
Çevrenin önemini tekrar hatırlamak, üzerimize düşen sorumluluklar üzerine konuşmak için 5 Haziran Dünya Çevre Günü oldukça uygun bir gün.
Dünya Çevre Günü Ne Zamandan İtibaren Kutlanmaya Başlanmış?
5 Haziran Dünya Çevre Günü, peki ne zamandan itibaren Dünya Çevre Günü kutlanmaya başlanılmış? 1972 senesinde, Stockholm’da Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında ilk kez kutlanıldığı ve bu günün çevre günü olarak belirlendiğini görmekteyiz.
Çevre Bilinci
Küçüklüğümüzden beri çevrenin öneminden, çevremizi temiz tutmamız gerektiğinden ve çevremizi korumamızın öneminden bahsedilir. İlkokulda çevre kulüpleri kurulur. Hayatımıza çevre bilincini ne kadar entegre edebildiğimiz ise meçhul durumdadır.
Kimi zaman ufak bir davranışımız çevre için oldukça önemli bir role sahiptir. Örneğin çöpleri çöpe atarken atık türlerini ayrıştırarak geri dönüşüm kutularına atmamız bile her ne kadar küçük bir etkiymiş gibi gözükse de aslında önemli bir sorumluluktur.
Kendimizi Bir Anlığına Dünyanın Yerine Koyalım
Yaşlı bir dünya olduğumuzu hayal edelim. Pek çok güzelliğe sahibiz. Masmavi ve yemyeşiliz... Ta ki çevremizin kirlenmesine dek... Fabrikalardan çıkan gaz dumanları ciğerlerimize zarar veriyor ve öksürmeye başlıyoruz. Her yerdeki yığın yığın çöplerin kokusu ağzımıza doluyor. Masmavi su kaynaklarımız grileşiyor, gökyüzümüz gri bulutlarla kaplanıyor. Ne kadar da üzücü bir durum değil mi?
Çevre Kirliliği
Her yere koca koca binalar diktik, yeşil alanları yok ettik. Çevreye gün geçtikçe daha da çok zarar veriyoruz. Çöplerle dolu denizler, atıklarla beslenen balıklar, nesilleri tükenen canlılar, sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan zarar verici gazlar, atıklar, artan tüketim sebebiyle açığa çıkan atıklar, plastik atıklar, egzoz dumanları...
Çevre kirliliği tüm toplumu etkileyen bir meseledir. Covid-19 döneminde insanlar evlerine kapandıklarında istatistiki verilere göre havadaki karbondioksit oranının azaldığı görüldü. İnsanların belirli bir süreliğine yok olma gibi bir imkanları olsa doğa kendi kendini temizleyebilme, toparlayabilme imkanına sahip. Buradan hareketle çevre kirliliğindeki rolümüz açıkça görülmektedir.
Çevre Kirliliğinin Türleri Nelerdir?
Hava kirliliği, su kirliliği, ışık kirliliği, gürültü kirliliği... Çevre kirliliği pek çok farklı alanda etkili olmaktadır.
Su kirliliği; su kaynaklarında görülen kirliliktir, canlılara zarar verir. Endüstriyel atıklar, çöplerin denizlere atılması, artan nüfus, radyoaktif atıkların su kaynaklarına atılması gibi pek çok faktör su kirliliğinde etkilidir. Temiz içme suyu su canlılarının neslinin tükenmesi, ölümü, çeşitli hastalıkların bulaşması, tarım ürünlerinin kalitesinin etkilenmesi gibi sonuçları bulunmaktadır.
Hava kirliliği; havayı kirleten gazların havada yoğun miktarda yer alması olarak tanımlanabilmektedir. İnsan sağlığı ve çevre için oldukça zararlıdır. Çeşitli yakıtların kullanılması, sanayi atıkları gibi pek çok faktör hava kirliliğine sebep olabilmektedir.
Toprak kirliliği; doğayı kirleten çeşitli atıklar sebebiyle toprağın yapısında tahribatlar görülmesi olarak tanımlanabilmektedir. Canlıların beslenme kaynağı olan toprağın atıklardan dolayı zarar görmesi tüm canlıları olumsuz etkilemektedir. Tarımda kullanılan ilaçlar, fabrikalarda doğaya bırakılan atıklar toprağa zarar vermektedir. Toprak pek çok canlının evidir. Aynı zamanda insanların beslenme kaynaklarının önemli bir kısmı toprakta yetiştirilmektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda toprak kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların düzenlenmesi gerektiği görülmektedir. Örneğin sanayi alanları, fabrikalar tarım alanlarından uzağa konumlandırılmalıdır.
Gürültü kirliliği; rahatsız edici yüksek miktardaki ses olarak tanımlanabilmektedir. Trafiğin çok yoğun olduğu bir zaman diliminde tüm araçların korna sesleri, yüksek derecede ses çıkaran çalışma makineleri gürültü kirliliğine örnek olarak verilebilir. İşitmede hasarlara ve konsantrasyonda zorluklara sebep olabilmektedir.
Işık kirliliği; ışıkların kullanımının uygun olmayan mekanlarda ve uygun olmayan miktarlarda kullanımı olarak tanımlanabilmektedir. Görme organımız olan göz yanlış ve fazla aydınlatmadan dolayı zarar görebilir. Bir diğer yandan ışık kirliliği bazı hayvanları da olumsuz etkileyebilmektedir.
Peki biz çevreyi korumak için neler yapabiliriz?
a) İsraftan kaçınmak
Unutmayalım ki elimizdeki kaynaklar sınırlı, bu sebeple su israfı, enerji israfı her türlü israftan kaçınmamız önemlidir.
b) Çevremizdekileri çevreyi koruma konusunda bilgilendirmek
Bazı durumlarda bildiğimiz şeyleri başka birisi tarafından tekrardan duymak bizde farkındalık oluşturabilir.
c) Tek kullanımlık plastik malzemeler yerine kişisel cam malzemeleri tercih etmek
Plastik malzemelerin kullanım süresi oldukça kısa olup plastik üretimini ve tüketimini arttırmaktadır. Örneğin plastik su satın almak yerine su şişemizi yanımızda taşıyabiliriz.
d) Sivil toplum kuruluşları ile birlikte çevre konusunda çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek
Bazen grup olarak çok daha geniş çapta çalışmalar gerçekleştirebilmek mümkündür. Çevre konusunda toplumsal farkındalık oluşturmaya yönelik pek çok fikir düşünülerek uygulamaya dökülebilir.
e) Doğal ürünleri tercih etmek
Doğal ürün tüketimiz hem kendi sağlığımız hem de çevremiz için oldukça önemli bir faktördür.
f) Çevre dostu ürünleri tercih etmek
Satın aldığımız ürünlerin çevre dostu olmasına dikkat edebiliriz.
g) Bez poşet kullanmayı tercih etmek
Plastik bir poşet yıllarca doğada çözünmeden kalmaktadır. Plastik poşet yerine daha dayanıklı fakat doğaya zarar vermeyen bez poşetler kullanmak daha kolaylaştırıcı olacaktır. Hem çevre dostu hem de ekonomik bir yol.
h) Bulaşıkları makinede yıkamak
Bu sayede su israfının önüne geçmiş oluruz.
i) Bireysel araçlarımızı kullanmak yerine toplu taşıma kullanmak, bisiklet kullanmak, yakın mesafedeki yerlere yürüyerek gitmek
Bu sayede hem spor yapmış olarak fiziksel sağlığımızı korumuş olacağız hem de egzoz salınımını azaltmış olacağız.
j) Sivil toplum kuruluşları ile birlikte çevre konusunda çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek
Bazen grup olarak çok daha geniş çapta çalışmalar gerçekleştirebilmek mümkündür. Çevre konusunda toplumsal farkındalık oluşturmaya yönelik pek çok fikir düşünülerek uygulamaya dökülebilir.
k) Bazı atıkları geri dönüştürmek
Teknoloji tasarım dersinde bir kağıt rulodan bir dürbün, bir kalemlik pek çok farklı eşyaya dönüştürüp kullanıyorduk. O zamanki yaratıcı ruhumuzu şimdi de gösterebiliriz. Aynı zamanda küçük çocuklara da geri dönüşüm aracılığıyla yeni malzemeler elde edebileceğimizi öğreterek bu becerinin nesilden nesile aktarılmasını sağlayabiliriz.
l) Atıklarımızı türlerine göre ayrıştırmak
Atıklarımızı çöpe atarken türlerine göre ayrıştırarak atmak geri dönüşümünün kolaylıkla yapılabilmesini sağlayacaktır. Örneğin kağıt atıklar ayrı, plastik atıklar ayrı, cam atıklar ayrı bir şekilde geri dönüşüm kutularına atılırsa atıklar türlerine göre kolaylıkla geri dönüştürülebilecektir.
m) Çevreci davranışlarla rol model olabiliriz
Davranışlarımız aracılığıyla rol model olabiliriz. Sözel olarak yapılması gerekenleri söylemek yetmez. Çevre dostu davranışlar sergilememiz gerekir.
Belki tercihlerimiz minik lakin minik değişiklikler kelebek etkisi yaratabilir. Çevre bilinci olan bir nesil yetiştirmek bizim sorumluluğumuzda ve bu nesiller de çevreyi koruyacak nesiller yetiştirecek bu bir döngü haline gelecek ve çevrenin korunması görevini insanlık sağlayabilecek. Eğer gereken önlemleri almazsak çevre kirliliği sebebiyle gelecekte ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağımız açıkça görülmektedir.