Otuz günlük oruç demek aynı zamanda otuz gün kahvaltıdan ve kahvaltı keyfinden uzak kalmak da demek aslında. Peynirinden yumurtasına, sucuğundan zeytinine hepsinden mahrum olmak. Keyif çaylarını, uzun kahvaltı sohbetlerini bir kenara bırakmak. İşte bayram kahvaltısı bütün bu mahrum kalınan zevk ve lezzetlerin acısını çıkartırcasına coşkulu ve lezzet dolu oluyor. Otuz günün sonunda hepimizin kendimize verdiği büyük bir ödül gibi. Oruçluyken hep canımızın çekip de yiyemediğimiz şeyleri tek tek özenle dizeriz masaya. Peynirin her çeşidi; kaşar peyniri, beyaz peynir, dilimli peynir, yöresel peynirler. Bal kaymak, çeşit çeşit zeytin, kızartmalar, soslar, börekler… Canımız neler çektiyse onlar. Bir de kalabalıksa sofralar daha da katmerlenir bu hazırlık ve coşku. Herkeste ayrı bir heyecan, kutlama havası ve ağız sulanması. Herkes masada kendi lezzetini oluşturma çabasındadır. Ağız tatlarına göre tabaklara yerleşir yiyecekler. Kahvaltıyı hazırlayan, herkes yaptıklarını yedi mi diye bekler. Diğerlerine "Bunu da yiyin, öbürünü de yiyin” diye yönlendirmeler yapar. Sofrada bir de tavsiyeler boy gösterir. "Bak bu ezine peyniri çok güzel.”, "Zeytinin kokusu harika bir denesene.”, "Şu dil peynirini mutlaka deneyin yeni çıkmış ben bayıldım.” Ve bunun gibi bir sürü tavsiyeler. Ama en çok kahvaltı anında edilen sohbet çok tatlıdır. Kahvaltıya asıl tat veren belki de bu sohbet, muhabbettir. Kahvaltı bizim fiziksel açlığımızı doyururken, bayram kahvaltıları duygusal açlıklarımızı da doyurur. O yüzden bayram kahvaltısı sadece bir kahvaltı değildir.
Bayram Kahvaltısı Nasıl Olmalı?
Sofrada yaşlılar ve çocuklar varsa daha da bir kıymetli ve güzel olur bu bayram kahvaltısı. Yaşlılardan geçmiş yıllardaki bayram kahvaltılarını, o zamanın anılarını dinleriz. Biraz hüzünlüdür aslında. Yıllar geçtikçe nelerin değiştiğinden ama aynı zamanda bazı şeylerin de hiç değişmediğinden konuşuruz. Şartlar, imkanlar, kişi ve durumlar değişse de o kahvaltıdan alınan haz, mutluluk, heyecan, şükür duygusu, birlik ve beraberlik hissi bunlar değişmez. Bunu da en iyi yaşlılarımız fark edebilir. Bu fark ettiklerini dinleyen bizler kahvaltıya daha farklı bir gözle bakmaya başlarız. O yüzden onlarla yapılan bayram kahvaltıları daha başkadır. Bir de çocuklar var tabii. Yaşlılar ne kadar tatlı bir hüzün veriyorsa çocuklar da bir o kadar mutluluk, neşe, enerji verir bizlere. Onlara baktıkça hem kendi çocukluğumuzu hem de tazeliği, tertemiz bir hayatı görürüz. Gülmenin bulaşıcı olması gibi, neşe duygusu ve onlardaki o yüksek enerji de bulaşıcıdır. Bu güzel zaman diliminin heyecanını, coşkusunu perçinlerler. Oradan oraya koşar, zıplar belki ortalığı dağıtır ama hoş görülür. Bayram günü eğlenmeyecekse çocuk ne zaman eğlenecek denir. Sofraya geldiklerinde bir iştahla hemen sadece sevdikleri yemekleri yiyip yutarlar. Bazısı mızmızlık yapar yemek istemez, masadakileri beğenmez. Ama herkes o çocuğa bir şekilde yemek yedirmek için her türlü şaklabanlığı yapar. Anne babalar sadece sevdiklerini değil faydalı olanları da yesin çocukları diye çaresizce çabalar. Aklı oyunda kalan çocuksa hiç acımaz anne babasına sevdiklerini yer gider. Her halükarda çocuk evin de sofranın da neşesidir.
Kalabalık Sofralarda Bayram Kahvaltısı
Bayram kahvaltısı her zaman çok kalabalık sofralarda olacak diye bir şey yok. Özellikle bu dönem buna pek imkan vermiyor. Ama bayram kahvaltısı öyle bir olgu ki çekirdek ailesiyle yaşayan ya da yalnız yaşayana bile tatlı bir heyecan verir. Özellikle de sofranızda sevdiğiniz sağlıklı ve lezzetli kahvaltılıklar varsa! Mesela Gündoğdu Liflif Çeçil peyniri, Gündoğdu Organik yumurtası, Gündoğdu tereyağı, Gündoğdu taze günlük kaymak ve süzme çiçek balı. Daha farklı peynir çeşidini bulundurmak isterseniz Gündoğdu Erzincan Tulum peyniri ya da Gündoğdu Kekikli Sepet peyniri de sofranızda yer almalı. Bu lezzetler ağız tadınıza uygunsa neşeli ve bereketli bayram sofralarınızdan eksik etmemeli hem kendiniz hem de aileniz bu lezzetleri tatmalı. Hem sağlıklı olması hem harika bir lezzete sahip olması hem de kolay ulaşılabilir olması bu ürünleri çekici kılan tarafı. Özellikle de bu pandemi zamanında sağlığı tehdit edecek bir durum olmadan kolayca sipariş verebilmek ve ayrıca istenen ürüne çok kısa bir sürede ulaşabilmek herkesin aradığı bir özellik. Gündoğdu ürünleriyle kendi bayram kahvaltınızı süslerken aynı zamanda uzağınızda olup da görüşemediğiniz sevdiklerinizin de kahvaltı sofralarına ulaşıp onların bayram sofralarını süsleyebilirsiniz. Gündoğdu ürünlerinden farklı lezzetleri keşfedip onlarla paylaşmanız onların da yeni tatlar denemesine imkan sağlar. Bu farklı lezzetlere örnek olarak; Gündoğdu Spicheese Kaşar Peyniri ya da Gündoğdu Marble Cheddar Peynirini söyleyebiliriz. Eğer cheddar daha önce denemediyseniz ve sağlıklısından yemek istiyorsanız Gündoğdu Marble Cheddar peyniri sizin için hazırlandı. Baharat hayatınızda ve damağınızda yer edinmişse Gündoğdu Spicheese Kaşar Peynirini bu farklı birleşimi mutlaka denemelisiniz! Bir de havaların ısınmasıyla birlikte daha çok arzu edeceğimiz Gündoğdu dondurmaları var ki bayrama en çok yakışan lezzet bence bu. Hem küçükleri sevindirmek hem de kendinizi ferahlatmak için bu sağlıklı ve leziz dondurmalar kaçırılmamalı! Kakaolusundan fındıklısına, çileklisinden böğürtlenlisine kadar pek çok farklı çeşidi mevcut.
Bayram kahvaltınıza ekleyebileceğiniz güzel bir tarif: Çeçil Peynirli Menemen. Menemen aslında hepimizin bildiği, soğanlı mı? soğansız mı? tartışmalarına sebep olan güzel bir kahvaltı yemeği. Biz burada soğanlısını tercih ettik ama size uymuyorsa tabi ki çıkartabilirsiniz. Biz bu lezzetli yemeğe Gündoğdu Çeçil Peyniri ekleyip, lezzetini ikiye katlamak istedik. 2 kişilik (siz kişi sayınıza göre ayarlayabilirsiniz) tarifin malzemeleri şu şekilde:
3 adet Gündoğdu organik yumurta
1 adet yeşil sivri biber
1 adet domates
1 adet soğan
1 tatlı kaşığı Gündoğdu tereyağı
50 gram Gündoğdu Çeçil Peyniri
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı toz kırmızı biber (isteğe bağlı)
Nasıl yapıldığına gelirsek; öncelikle soğanları minik minik doğruyoruz, daha sonra biberleri doğruyoruz. Sonrasında da domatesleri rendeliyoruz. Yumurtaları ayrı bir kaba kırıyoruz. Ve üstüne baharat ve tuzu ekleyip çırpıyoruz. Tavaya zeytinyağını ve tereyağını aldıktan sonra soğanları üstüne ekleyip kavuruyoruz. Ardından da biberlerimizi koyuyoruz. İkisi de hafif kavrulduktan sonra rendelenmiş domatesleri ekliyoruz. Ve üstüne de yumurtayı döküp güzelce karıştırıyoruz. Yumurta pişmeye başlayınca sihirli dokunuşumuz olan çeçil peynirimizi ekliyoruz. Biraz karıştırdıktan sonra ocaktan alabilirsiniz. Servise hazır. Çeçil peynirini ne kadar çok koyarsanız o kadar menemene tat verecektir. Ama eğer ki çeçil peynirinin menemenin tadını bastırır diye düşünüyorsanız peynirin miktarını azaltabilirsiniz. Yani damak tadınıza göre ayarlanabilir. Baharat seviyorsanız üzerine kekik ekleyebilirsiniz, bu da menemeninize farklı bir tat katacaktır. Afiyet olsun!
Umarız ki bu ve bundan sonraki bütün bayramlarınız heyecanlı ve coşkulu, bayram kahvaltılarınız da neşeli, huzurlu, bereketli ve lezzetli geçer. Büyüklerimizin huzurunu ve sağlıklarını, küçüklerimizin neşe ve enerjilerini kaybetmediği güzel bayramlara kavuşalım! Bayram kahvaltınızda bizlere yer verdiğiniz, neşe ve heyecanınıza ortak ettiğiniz için teşekkür ederiz. Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar, sevdiklerinizle mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileriz.