Black Mirror Efsanesi
2011 yılında hayatımıza giren Black Mirror, Charlie Brooker tarafından yaratılan İngiliz distopya-bilim kurgu dizisidir. Senaryosunun çoğunlukla Charlie Brooker tarafından yazıldığı dizinin çoğu bölümünün yönetmen koltuğunda farklı isimler yer almaktadır. Distopik bir kurgu olan Black Mirror genellikle yakın gelecekteki teknolojik yenilikler üzerine eğiliyor olsa da bununla birlikte ahlaki değerlerdeki yozlaşmanın da altını çiziyor. Şimdiye kadar 5 sezonu yayınlanan dizinin 6. Sezonu beklenirken hafızalarımızı tazelememiz gerekebilir diye düşündük.
1. Sezon
Dizinin üç bölümden oluşan 1.sezonu ilk bölümüyle izleyiciden tam not almayı başarmıştır. The National Anthem pilot bölümünde ayak uydurmakta zorlandığımız bir hızda gelişen teknolojinin toplumda yaratabileceği yıkıma değinilmiştir. 2.bölüm olan Fifteen Million Merits zamansız ve mekânsız bir bölümdür. Yapay bir evren içinde yaşayan insanlar sınırlı uyuyabiliyorlar ve yalnızca sınırlı şeyler yiyebiliyorlar. Yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için bisiklet çevirerek para kazanmaları gerekiyor. Buradan kurtulabilmenin tek yolu ise bir yetenek yarışmasıdır. The Entire History Of You adlı 3.bölümde insanın anılarının tekrar tekrar izlenebilecek şekilde kaydedilmesinin yaratacağı etkiler üzerine değinilmiştir. Kulak arkasına yerleştirilen ‘grain’ adında teknolojik bir ürün görüş açımızdaki her şeyi kaydeder. Kaydedilen tüm bu anıları tekrar tekrar gözlerimizde görebilir ya da farklı bir yere aktarıp orada izleyebiliriz. Gerçekte böyle bir teknolojinin ilişkiler üzerindeki etkisi de dizideki gibi hoş olmasa gerek.
2. Sezon
Black Mirror’un 2.sezonu da yine ilk sezonu gibi üç bölümden oluşmaktadır. İlk sezonda değindiği konulardan fazla uzaklaşmayan Black Mirror 2. Sezona Be Right Back ile başlar. Bu bölümde ölen eşinin yasını tutan bir kadının acısını hafifletmek için gelişen teknolojiden faydalanma çabası işlenmiştir. Kahramanımız önce kocasına ait her bilgiyi sanal bir ortama aktarıyor daha sonra da bu veriler ışığında ölen kocasına benzeyen bir robot satın alıyor. Teknolojik gelişmelerin acı, özlem gibi gerçek duyguların yerini tutamayacağını anlatan bu bölümle dizi 2.sezona iyi bir başlangıç yapmıştır. White Bear bölümü sürekli olarak aynı döngünün içinde sıkışıp kalan bir kadının hikayesine odaklanıyor. Adalet kavramının irdelendiği bu bölümde ayrıca suç-suçlu kavramları, ceza algısı ve seyirci kalmak olguları üzerinde durulmaktadır. Sezonun son bölümü olan The Waldo Moment kurgusal bir karakter olan Woldo’nun doğru pazarlama tekniği ile sosyal ve siyasi hayatta nasıl yer edindiği ve insanlar tarafından nasıl kolaylıkla benimsendiği üzerinde durulmuştur.
3. Sezon
İlk iki sezonun aksine altı bölümden oluşan 3.sezon sosyal medya çılgınlığına değinen Nosedive bölümüyle başlar. Hayat kalitesinin kişilerin birbirine verdiği puanlar tarafından belirlendiği bir ortamda hayallerindeki eve taşınmak için puanını artırmaya çalışan kahramanın hikayesi anlatılır. Playtest adlı ikinci bölümde babasını yeni kaybeden Cooper isimli kahramanın oyun projesi için tester olmayı kabul etmesiyle olaylar gelişir. Rüya içinde rüya simülasyon içinde simülasyon tarzında bir gerçeklik yaratılır ve Cooper bilinçaltının esiri olduğunu çok geç fark eder. Shut up and Dance bölümünde kişisel bilgisayarı üzerinden özel görüntüleri kayda alınan gencin şantajla insanların esiri olması anlatılır. İfşa edilme korkusuyla verilen tüm komutlara uyarak istenilen her şeyi yapan kahraman üzerinden bilginin değeri ve gizliliğin önemine değinilir. Diğer bölümlerden farklı bir profil çizen San Junipero teknolojinin mutlu sona evirdiği bir hikâye anlatır. Ölüm döşeğinde olan kişilere ve yaşlılara yapay bir ölümsüzlük sunmak adına San Junipero adında bir yer tasarlanır. Bu kişiler günün belirli saatlerinde orada sanal bir gerçeklik içinde yaşarlar ve öldükten sonra da simülasyona geçerek orada sonsuza kadar yaşarlar. Bu yerde karşılaşan 20’li yaşlarındaki iki gencin aşkı üzerinden ölüm, aşk ve sonsuzluk konuları vurgulanmaktadır. Men Against Fire bölümü geçtiği zamana ve mekâna dair bilgi vermeyen savaş temasının yoğun olduğu bir bölümdür. Askerlerin beynine yerleştirilen çiple insanların böcek gibi görülmeleri sağlanarak böcek avı operasyonuyla temizlenilmesi amaçlanır. Böcek avı sırasında çipi zarar gören bir asker öldürdüğü böceklerin insan olduğunu görerek vicdan muhasebesine girer. Gerçekte kimle ve ne için savaştığını bilmeyen milyonlarca askerin üzerinden virüs olarak görülen ve yok edilmesi gereken insanlığın hikayesi anlatılır. Hated in the Nation cinayet masasında çalışan bir dedektifi merkezine alan hikâyede insanları öldürmek için tasarlana robot arılar yer almaktadır. Sosyal medyada adına nefret mesajı atılan kişilerin öldürülmesi amacıyla üretilen robot arılar nefretin sosyal medyadaki hızlı yayılışına atıfta bulunur.
4. Sezon
Bir önceki sezon gibi altı bölümden oluşan bu sezon da dizinin hayranlarını memnun etmeyi başarmıştır. Açılış bölümü olan USS Callister kişilik bozukluğuna sahip, saplantılı bir yazılım dehasının gerçek dünyayla olan adaptasyon sürecini ele alır. İnsanlarla iletişim kurmayı beceremeyen kahramanımız Infinity adlı bir oyun yaratır. Oyun aracılığıyla kendi dünyasını yaratıp tanrıcılık oynar ve sonrasında olaylar gelişir. Arkangel bölümü ebeveyn ve çocuklar arasındaki iletişimi teknoloji üzerinden anlatan bir bölümdür. Küçük yaşta kızının beynine çip taktırarak onu kontrol eden bir ebeveynin kızı büyüdükçe hayatına müdahale ederek yarattığı kaos üzerinde durulur. Ebeveynlerin çocukları ile ilişkilerinde nerede sınır çizmeleri, kontrolün işe yarayıp yaramadığı konuları üzerinde düşünmemizi gerektiren bir bölümdür. Yenilik adına pek bir şey vaat etmeyen Crocodile bölümü daha önceki bölümlerde sıklıkla işlenen hafıza üzerinden sonuca ulaşma şeklinde ilerliyor. Hafıza okuyucu ile geçmişinde işlediği cinayetin ortaya çıkması karakterimizi bu olaya şahit olan insanları öldürmeye iter. Ancak işin sonunda cinayete şahit olan hamster gözden kaçar. Sezonun yüksek puan alan bölümlerinden biri olan Hang the DJ sanal bir sistem kullanarak hayatlarının aşkını bulmaya çalışan iki gencin hikayesini aktarır. Issız topraklarda önemli bir görev için yola koyulan karakterlerin robot köpeğin saldırısına uğramasıyla ölüm-kalım savaşının yaşandığı Metalhead bölümü teknolojinin kaybettirdiklerine yoğunlaşıyor. Ölüm makinesi halini alan robotun insanın ‘en güvendiği’ hayvan türü olan köpek olarak konumlandırılması ise oldukça ironik bir anlam taşımaktadır. 4.sezonun son bölümü olan Black Museum, suç unsuru olan cisimlerin bir araya geldiği bir mekân olarak takdim ediliyor. Hikâyenin bizi götürdüğü yer müzeye çok farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Teknolojinin gelişmesiyle evrildiğimiz şey bize rahatsızlık verdikçe, objeleri suçlamamız daha da kolaylaşmaktadır.
5. Sezon
Dizinin şimdilik son sezonu olan 5. Sezon ilk iki sezon gibi üç bölümden oluşmaktadır. Striking Vipers isimli ilk bölümün hikayesi çocukluk arkadaşı olan iki gencin eskiden oyun konsolu ile oynadıkları Striking Vipers oyununu şimdi sanal gerçeklik deneyimi olarak oynayabilmeleri üzerine şekillenmektedir. Bu bölümde gerçeklikte keşfetmenin imkânsız olduğu zihinsel deneyimin teknoloji sayesinde yaşanılabilir olmasının artıları ve eksileri masaya yatırılıyor. Daha önceki bölümlerde birçok kez işlenen sosyal medya bağımlılığını işleyen Smithereens yüksek tempolu bir bölüm olmasına rağmen tekrara düşen bir bölüm olmaktan geri duramıyor. Gençlik dizisi tadında bir bölüm olan Rachel, Jack ve Ashley Too, yapay zekâlı bebekler ve ergenlik hakkında hafif esprili, zaman zaman trajik bazen de aksiyon dolu bir macera sunmaktadır.
Black Mirror’un 6. Sezonunun ne zaman yayınlanacağı henüz belli olmasa da dizinin hayranları tarafından büyük bir heyecanla beklenmektedir.