DEPRESYON
İnsanların kendilerini psikolojik olarak iyi hissetmedikleri ve çok uzun aralıklarla devam eden, günlük, sosyal hayatı fazlasıyla etkileyen psikolojik bir rahatsızlıktır. Kendini değersiz hissetme hali, ümitsizlik ve karamsarlık, huzursuzluk, mutsuzluk, kendini suçlu hissetmek, intihar ve sürekli akla gelen ölüm düşüncesi depresyon belirtilerindendir. Bir kişinin bu rahatsızlığa sahip olup olmadığını anlamak için belirtileri minimum olarak iki hafta sürmesi ve o insanın önceki yaşantısındaki aktifliğinde değişiklik olması gerek. Dolayısıyla bu ruhsal hastalık birkaç günlüğüne mutsuz hissediyor olmaktan farklıdır ve fazlasıdır.
Kişinin nasıl düşündüğünü, düşüneceğini ve nasıl hissedeceğini belirlemektedir. Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler bulundukları ortamdan zevk alamazlar hatta zevk veren şeylerden bile asla mutlu olamazlar. Sürekli mutsuzluk hali söz konusudur. Bunların her biri çeşitli duygusal ve fiziki belirtilere yol açar ve birkaçıdır. Bu kişiler artık işlerini yerine getiremezler evde de iş yerinde de onlar için durum oldukça zordur. Aynı zamanda tekrarlı olarak ilgi kaybına neden olabilecek bir duygu durumu bozukluğudur. Bu ruhsal pozisyondan memnun olmayan kişilerin hissettiği duygular, fikirler etkiledikleri için sonuçları da olumlu olamıyor.
Normal bir aktivite yaparken bile zevk alamayan insana hayat yaşanmaz hale çoktan gelmiştir.
Depresyonyukarıda da farklı cümlelerle ifade edildiği gibi sadece keyifsizliğe ve anlık zafiyetler değildir. Bu rahatsızlığın bu şekilde ifade edilmesi onun bir anda çözülebilecek bir problem olmadığını bizlere ispatlamaktadır. Kesinlikle basite alınacak veya basit bir konu değildir. Aslında bu rahatsızlığın tedavisi tıbbi bir durumdur vakadan vakaya tedavinin süresi değişiklik göstermektedir.
Bu rahatsızlığı olan bireylerin çoğunda ilaç ve psikolojik tedavi ya da ikisi birlikte devam eden bir tedavi metodu izlenebilir. Bu rahatsızlık hali genellikle yirmili ve otuzlu yaşlarda görülmeye başlar. Fakat bu durum her yaşta da ortaya çıkabileceğini değiştirmez. Erkeklere göre çok daha fazla şekilde kadınlarda görülmektedir, bunun nedeninin kadınların tıbbi yardım konusunda daha fazla istekte bulunmalarından kaynaklandığı düşünülür. Çoğu zaman herkes psikolojik ve duygu olarak iyi dönemlerden geçmez bu dönemler genellikle yaşadığımız problemlerin bizim üzerimizdeki tesir ve yoğunluğuna bağlı olarak belirli aralıklarla devam eder. Fakat bu durum süre olarak normalin üzerindeyse ve engel oluyorsa bu durumu depresyon olarak değerlendirmek daha doğrudur.
Nasıl Sınıflandırılır?
Toplumumuzda diğer kelimelerde olduğu gibi depresyon kelimesi yanlış anlamlarda kullanılır. Fakat tıbbi olarak bu kelime genelde alışılmış anlamından daha farklı bir anlamı vardır. Bütün çeşitlerinin şiddetleri aynı değildir. Bu rahatsızlığın çeşitlerivardır.
·Ağır depresyon
·Orta depresyon
·Hafif depresyon
Bu rahatsızlığın çeşitleri de hayatı farklı şekilde etkilemektedir. Bu rahatsızlığın belirtilerinin şiddeti ne kadar sıklıkla ortaya çıkıyorsa rahatsızlığın şiddeti o kadar fazladır. Bazı durumlarda da belirtiler birden artıp azalabilir.
Ne Sebep Olur?
Çoğunlukla bu rahatsızlık tipinin birçok nedeni vardır. Fiziksel ve genetik faktörler de kişinin üzerinde etkilidir bu iki fürum birbirini oldukça tetikler. Bu rahatsızlığın en temel sebeplerinden birkaçı şunlardır;
Biyolojik olarak etki eden durumlar
Genetik olarak bu hastalığa yatkın olma durumu (bu yatkınlık hastalık riskini oldukça arttırmıştır)
Daha önceden kanıtlanmış bazı hastalıklar (kalp hastalıkları, Parkinson hastalığı, diyabet, tiroit hastalığı, kronik hastalıklarla savaşanlar ve onlara destek olanlar)
Hormonal bazı ilaçlar
Doğum
Menopoz
Hormonsaldeğişiklikler
Psikososyolojik faktörler
Daha önceden yaşanılmış depresyon hikayesinin kişide hala var oluyor olması
Olumsuz verimsiz yaşam şartları
Streshalleri
Baska psikolojik rahatsızlıklara veya psikiyatrik tanılara sahip olma
Sevilen bireyin kaybı ya da erken dönemde ebeveyn kaybı yaşanması
Sosyal alanda destek görmemek ya da yetersiz olması
İş eş ve aile sorunları, geçimsizlikleri
Sağlık problemleri
Madde ve alkol bağımlılığı
İlaçlara aşırı bağlılık
Çocuklukta veya gençlikte (ergenlikte) yaşanmış cinsel ve fiziksel istismarlar
Ekonomik anlamda sahip olunan kaynağı kaybetmek
Yaşlılık dönemleri ve emeklilik durumu.
Mutsuzluk Depresyon Mudur?
Hayır, mutsuzluk depresyon değildir. Mutsuz olma hali sadece belirtilerinden biri sayılır. Mutsuz olan bir insan "şu an ben depresyondayım” düşüncesine kapılması doğru değildir. Özellikle mutsuz olan insanlara bilinçsiz kişilerin antidepresan önerileri çok yanlış bir tutumdur. Her belirti hastalığın seyrini etkileyebilecek bir durumdur. Dolayısıyla toplum olarak her mutsuz olan kişi bu hastalığa sahiptir düşüncelerimizi terk etmemiz gerekmektedir.
Belirtiler Nelerdir?
Sıkıntılı ve üzüntü hissettiren olaylarda üzgün hissetmek normaldir. Bu rahatsızlıkta kötü hissetmekten çok daha farklı boyutlar da vardır. Dolayısıyla bu rahatsızlığın ve üzüntünün birbirine karıştırılmaması gerekir. Rahatsızlığın belirtileri;
Sürekli üzgün olmak
Hayata karşı oldukça fazla karamsar yaklaşmak ve ümitsizlik girdabı içerisinde olmak
Geçmiş ve gelecekteki bütün olaylara kötümser bakmak ve o şekilde yorumlamak, bu durumun onları hiçbir zaman olumlu düşünceye yönlendirmeyecek olması.
Sevdikleri şeyleri zevk alarak yapmamak
Genellikle çoğu şeyden zevk alamamak
Konuşma hızında ve hareket kabiliyetinde azalma ve yavaşlama
Sürekli kendini yalnız hissetmek bazen bunu kendileri ister ve onun için uğraşırlar
Çevresi tarafından istenilmeyen ve sevilmeyen bir olarak görüldüğünü düşünür
Uyku çok düzensizdir bazen uzun bazen de kısadır
Değersiz ve suçlu hissetmek
Konsantrasyon bozukluğu
Ani kilo kaybı ve ani kilo artışı gibi iştah problemleri
Aşırı karsız olma durumu
İntihara meyil durumu
Bu rahatsızlığın tanısının konulabilmesi için minimum olarak bu belirtilerin iki hafta devam ediyor olması gerekmektedir. Bu rahatsızlık çocukluktan yaşlılık dönemine kadar her yaş aralığında görülmesi mümkün olan bir duygu durum bozukluğudur. Bunu ilk defa geçiren kişiler hayatının ilerleyen dönemlerinde de bu rahatsızlığı yaşama olasılıkları vardır.
Çocuk ve Gençlerde Görülme Durumu
Çocuklarda ve gençlerde yaygın olarak görülen bu rahatsızlık belirtileri ve işaretleri yetişkinlerde olduğu gibi benzer durumlardır fakat bazı farklılıklar vardır. Küçük çocuklarda bu rahatsızlığın belirtileri arasında yer alan duygulardan birkaçı, üzüntü hali, sürekli ebeveyni ile birlikte olmayı istemesi, sinirlilik hali, endişe durumu, sebepsiz oluşan ağrılar, okula gitmeyi reddetme durumu, zayıflama.
Gençlerde görülen bu rahatsızlığın belirtileri ise; sürekli olumsuz düşüncelere kapılma durumu, üzüntü hali, sinirli olma durumu, kendisini değersiz hissetme durumu, aşırı hassas olma, düzensiz uyku problemleri, yeme bozuklukları uyuşturucu bağımlılığı, alkole meyil, kendisine zarar verme isteği, normal ve sıradan aktivitelere karşı isteksiz olma, öfke problemleri ve sosyal ortamlardan olabildiğince uzaklaşma durumudur.
İleri Yaşta Görülen Belirtiler
Bu rahatsızlık yaşlılıkta görülen normal bir şey değildir ve hafife alınmayacak bir durum değildir. Yaşlılarda görülen bu durum nadir bir durumdur. Bu sebeple tedavisi de göreceli olarak daha nadir olarak gerçekleşir. Yaşlı bireyler yardım istemekten çekinebilirler. Yaşı ilerlemiş bireylerde depresyonhali yani belirtileri ve semptomları genç bireylere göre oldukça farklılık gösterebilir daha az ya da daha fazla belirti mevcut olabilir.
Bunların arasında;
Herhangi bir sağlık sorunundan veya fazla ilaç kullanımından dolayı iştah kaybı,
uyku düzensizlikleri,
cinsel istekte kayıp ve yorgunluk hissiyatları,
hafıza problemleri yaşama veya karakteri etkileyen en büyük sebeplerden biri olan kişilik değişikliklerinin meydana gelmesi,
bilhassa ileriki yaşlarda özellikle erkeklerde gelişen intihar düşüncesi ya da ölüm korkusunun artması,
sosyalleşmek ya da bir şeyler yapmak geliştirmek eğlenmek psikolojik olarak gelişmek yerine sürekli evde bulunma çabası,
tıbbi olarak bir sebebi olmayan fiziki ağrılar veya acı hissiyatları.
Teşhis Nasıl Olur?
Fiziki muayene genellikle bu rahatsızlığın teşhislerindeki ilk adımlardan biridir. Doktor muayeneye başladıktan sonra kişinin sağlık durumuyla alakalı sorular sorarak bu hastalık ve şiddetini anlamaya çalışır. Bazı vakalarda fiziksel sağlık sorunlarından kaynaklanabilir bu durum. Fiziksel muayenenin ardından yapılan laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu aşamaya gelindikten sonra tam kan sayımı adlı bir test uygulanır ve tiroid bezinin çalışma düzeni incelenerek herhangi bir problem olup olmadığını tespit edebilmek için birkaç test gerekebilir. Bundan sonraki aşama ise psikiyatrik olarak değerlendirmeye başlamaktır. Bireyde görülen belirtiler fikirler hissiyatlar ve davranış kalıplarına göre yeterli bilgi alabilmek için bazı sorular sorulur.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Bu rahatsızlıktan muzdarip olan kişiler için psikoterapi ve psikiyatrik tedaviler son derece etkili olmaktadır. Bu tedavilerin hangisine ihtiyaç duyuldu profesyoneller tarafından belirlenir ve karara varılır. Bu iki tedaviden birisi olan ilaç tedavisini inceleyelim; ilaç tedavisi bu rahatsızlığın tedavisi sürecinde hastanın ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerden biridir. Mutlaka doktorların kontrolü altında olmalıdır ve ilaç doktor kontrolünde belirlenmelidir.
Hastanın kullanacağı ilaç, bunların arasında antidepresan çeşitleri de vardır. Bu ilaçların sebep olabileceği yan etkileri ise doktor veya eczacı kişilere iletebilir. Tedavi sürecinde sıklıkla kullanılan ilaç gruplarını şu şekilde sıralayabiliriz; serotonin, norepinefrin, trisiklik antidepresanlar, atipik antidepresanlar, mono amin oksidaz inhibitörleri ve diğer ilaçlar. Psikoterapi bir ruh sağlığı uzmanı yardımıyla duygusal ve davranışsal problemlerin çözümünü Sağlığının gelişmesine ve korumasını hedefleyen teknikler içeren genel bir tedavidir. Psikoterapi aynı zamanda psikolojik terapi veya konuşma terapisi olarak da bilinir.
Bazı depresyon vakalarında son derece şiddetli vakalar vardır bu hastaların tedavi için bazılarının hastanede kalmaları gerekmektedir. Hastane tedavisini kendisine düzgün bir şekilde bakamayan, kendisine veya başka birine zarar verme durumlarında bulunduğu söz konusu olabilir. Psikiyatrik tedavi kişinin ruh halinin düzelene kadar tedavi sürecinin sakin ve güvenli bir şekilde devam etmesine yardımcı olmasıdır.
Bu rahatsızlığın tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem ise elektronvülzif tedavisi yani şok tedavisidir. İlaç tedavisine cevap vermediği düşünülen hastalara karşı kullanılan bir yöntemdir. Hastanın kafatasına yerleştirilen bir mekanizma ile kafatası altına manyetik atımlarla sinyaller gönderilerek beyindeki sinyal noktaları belirlenir böylece ekt ile çalışan nöronlar manyetik sinyal sayesinde aktif hale gelir.
Depresyonun Kronikleşme Riski Var Mıdır?
Bu rahatsızlığı geçirdikten sonra iyileşen bir kişinin tekrardan bu rahatsızlığa girmesi mümkündür. Tekrarlayan bir yanı vardır. Fakat her zaman bu şekilde olacak demek doğru değildir. Kronikleşir mi sorusundan ziyade tekrarlar mı sorusu daha doğru olabilir.
Nasıl Tedavi Edilir?
Bu rahatsızlığın teşhisi kesinlikle profesyonel bir kişi tarafından konulmalı ve bu rahatsızlık tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığa sahip olduğunu düşünen bireyler mutlaka uzman kişilerden yardım almalıdırlar. Tedavide yukarıda bahsettiğimiz gibi ilaç tedavisi veya psikoterapi aktif olarak kullanılan ve olumlu sonuçlar alınan yöntemlerden ikisidir. Bu iki yöntem ayrı ayrı uygulanabildiği gibi birlikte de uygulanabilir.
Bu rahatsızlığın tedavi süreci kişisel, tıbbi, tercihi ve geçmişe bağlı olarak rahatsızlığın şiddetini etkilemektedir. İlaç tedavisinin bir parçası olarak da kullanılmaktadır. Rahatsızlığın tedavisi sürecinde hastanın kullanması gereken ilaçlar tekrar söylediğimiz üzere doktor kontrolünde belirlenmelidir. Bu ilaçların gerçek olan etkisi 3-6 hafta içerisinde görülebilmekte ve değişebilmektedir dolayısıyla kişi ilaçların etkisinin olup olmadığı düşüncesine kapılabilir.
Rahatsızlığın tedavisinde psikoterapi yönteminin kullanılması özellikle bilişsel davranışçı terapisinibu rahatsızlığa tedavisi için oldukça etkili bir yöntem olduğunu uzmanlar tarafından önerildiğini farkındayız. Psikoterapistrahatsızlığın etkilerini inceler ve bu etkilerin üzerinden yola çıkarak hastanın düşünce yapısını geliştirmeye ve daha olumlu pozitif düşünceler yerleştirmeye ve geliştirmeye odaklanarak iyileşmeye sağlamaya çalışır.
Tedavide; sağlıklı beslenme, uyku düzeni ve yaşam tarzı da en önemli etkenlerden biridir. Vücuttaki fiziksel aktiviteler düzenlenmeden önce tedaviye başlamak rahatsızlığın tedavisini geciktirebilir. Yani vücuttaki fiziksel aktiviteler düzelmeden tedavi daha zor gerçekleşebilir.Meditasyon ve yoga duyguların daha dengede tutulmasını, daha olumlu düşünmesini ve iç huzurun, öz huzurun kazanılmasına katkı sağlayacak birkaç çalışmalardandır.
Risk Faktörleri Var Mıdır?
Erken kayıplar ve bu kayıplar aile içerisinden ebeveyn kayıpları olabilir. Sevdiği kişiden ani bir şekilde ayrılmak veya onun ölümü bu sebepler arasında sayılabilir. Aynı zamanda kadın olmak, kişinin iş kaybı yaşaması, ekonomik düzeninin ve düzeyinin bozulması, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaması,travmatik bir çocukluk dönemi geçirmesi, daha önceden bu rahatsızlığı geçirmiş olması, ailede bu rahatsızlığı yaşayan veya geçirmiş olanların var olması, yukarıda da bahsettiğimiz gibi hormonal değişikler ve bazı hastalıklar yaşanmış olması risk faktörleri arasındadır.
Tanı Nasıl Konur?
Hastadan dinlenilen öyküye göre tanı belirlenir ve hekimlerin kullandığı bir depresyon testimevcuttur bu test hasta üzerinde uygulanır. Yaygın kaygı bozukluğu, mevcut durumla çok alakasız düzeyde olan yoğun kaygı ve endişe halidir. Bu durum kişinin günlük ve sosyal hayatını oldukça etkilemektedir. Duyulan kaygılar genellikle iş kaybı, sosyal hayat kaybı, sağlık kaybı, para veya aile gibi durumları içerisine alır. Denetlenmemiş veya denetlenemeyen durumdaki kaygı halleri en az altı ay devam ediyordur. Yaygın Anksiyete Bozukluğunu bu rahatsızlık ile karıştırmamamız gerekir.
Kurtulma Yöntemleri Nelerdir?
Bahsedildiği gibi belirtilerden birkaçı en az iki hafta devam ediyorsa mutlaka ama mutlaka bir hekim kontrolünde olmak gerekmektedir. Bu rahatsızlığın tedavisinde bahsettiğimiz gibi ilaç tedavisi yanında uygulanır ve aile desteği son derece de önemlidir.
Kitap Önerileri
- Seninle Başlamadı / Mark Wolynn
- Vazgeçebilmek / Guy Finley
- Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak / Dale Carnegie
- Evrenden Torpilim Var / Aykut Oğut
· Panzehir: Pozitif Düşünmeye Katlanamayanlar İçin Mutluluk / Oliver Burkeman
· Üzgün İnsandan Özgür İnsana / Prof. Dr. Uğur Batı – Deniz Bayramoğlu
· Mutluluk Tuzağı / Russ Harris
· Özgüven Kazanmak / Özcan Göknar
· İyi Hissetmek / Dr. David D. Burns
· Durulmayan Bir Kafa / Kay Redfield Jamison
· Evinizdeki Terapist: Düşüncelerinizi Değiştirecek Duygularınıza Hakim Olma Yolları / Dennis Greeberger
· Hiç Kimse Sıradan Değildir / Markus Zusak
· Vagus Sinirinin Şifa Gücünü Keşfetmek: Anksiyete, Depresyon, Travma ve Otizm İçin Bireysel Egzersizler / Stanley Rosenberg
Film Önerileri
·Anomalisa; felçli olan bir adamın dünya hayatına odaklanılmış bir filmdir.
·Sylvia; bu filmde Sylvia’ nın problemli ruh dünyası ve intihara meyli gözler önündedir.
·It’s Kind Of A FunnyStory; lise öğrencisinin ağır depresyondaolduğu konuludur.
·Melancholia; bu filmde melankoli ve psikolojik kabullenişin anlatımı mevcuttur.
·Veronika Ölmek İstiyor/ Veronika Decides To Die; Veronika yirmili yaşlarındadır ve iyi bir işe sahip olmak ve orta düzeyde hayat standartlarına sahip olmayı istemektedir. Fakat bir gün intihar etmeye karar verir. Gözlerini hastanede açar.
·Aklım Karıştı; başrol oyuncusuna kişilik bozukluğu tanısı konulmuştur ve on sekiz aylık akıl hastanesi süreci anlatılmaktadır.
·Tek Başına Bir Adam/ A Single Man; bir profesörün çok sevdiği yakınını kaybetmesiyle başlayan bir hikayedir.