Göçebe kültüründe hastalanan kişiye, taze taze sağılıp pişirilmiş bir çanak ya da bir bakraç süt şifa olsun diye verilirmiş. Uzak yoldan gelene de aynı şekilde bir tas süt ya da ayran ikram edilirmiş. Bu geleneğin hala devam ettiği köyler, yaylalar var elbette. Sütün yanı sıra yoğurt, kefir, peynir, tereyağı gibi süt ürünleri de mutfaklarımızın vazgeçilmezi konumundadır. İnek, koyun ya da keçiden sağdığınız sütü, farklı malzemelerle mayalayıp yoğurda dönüştürdüğünüzde insan vücudu için mucizevi başka bir yiyeceğe ulaşmış olursunuz. Canınız tatlı çektiyse ılık süte beş-on adet incir eklerseniz ve mayalanmaya bırakırsanız harika bir tatlı olan incir uyutmasını elde edersiniz. Pişirdiğiniz sütün kaymağını kahvaltıda balla ve sıcak ekmekle buluşturduğunuzda sofralarınız şenlenir. Sabredip biriktirdiğiniz yoğurt kaymaklarından harika tereyağları yapabilirsiniz. Bir bardak ılık süt ise huzur vericidir. Evde yapması uzmanlık gerektiren, bu yüzden iyi yapan bir yer bulduğu zaman peşi bırakılmayan, özellikle yaz aylarının baş tacı, çocukların ve de büyüklerin sevgilisi dondurmaya ne demeli? Makbulü keçi sütüyle yapılanıdır. Sadece inek sütüyle, İnek/Keçi ya da inek /koyun karışımı ile de yapılanları vardır. Dondurma mutluluk verir, insanı çocukluğuna doğru bir külahlık gezintiye çıkarır.
Tüm memeli canlılar için vazgeçilmez bir besin kaynağı olan süt, diğer canlılardan farklı olarak insanoğlunun hayatı boyunca nimetlerinden yararlanmayı sürdürdüğü bir gıdadır. İşte bu gıdanın tüketimini yaygınlaştırmak ve varlığına/önemine dikkat çekmek için, Birleşmiş Milletler Uluslararası Sütçülük Federasyonu, 1956 yılında bütün üye ülkelerde "dünya süt günü” nün kutlanması kararı almıştır. Türkiye de Birleşmiş Milletler Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun bir üyesidir ve 1991 yılında ülkemizde de "dünya süt günü” kutlanmaya başlamıştır. Daha önce 21 Mayıs tarihi Türkiye’de "Dünya Süt günü” olarak ve bunu takip eden hafta da "Dünya Süt Haftası” olarak kutlanırken; bu tarih daha sonra 1 Haziran olarak değiştirilmiştir ve 1 Haziran tarihi "Dünya Süt Haftası” olarak kutlanmaya devam edilmektedir.
Özellikle büyüme çağındaki çocuklar, hamileler, emziren anneler ve yaşlıların düzenli ve yeterli miktarda tüketmesi gereken sütün, Türkiye’de maalesef ortalamaların çok altında bir oranda tüketildiği tespit edilmiştir. Kişi başı yıllık süt ve süt ürünü tüketiminin en az 300 litre olması gerekirken, yılda ortalama 24-26 litre ile sınırlı kalması, hedeften ne kadar uzak olunduğunu gözler önüne seren çarpıcı bir sonuçtur. Süt üreticisinin desteklenmesi ve sütün herkesin erişebileceği bir fiyat politikasıyla halka sunulması, bu hedefe daha da yaklaşılmasını sağlayacaktır.
Peki Süt Tüketirken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Sütü en doğal ve en faydalı haliyle tüketmek isterseniz çiğ süt almanız gerekir. Şehir hayatı, günlük koşuşmacalar eşliğinde bu iş biraz zor gibi görünse de Gündoğdu Çiftliği’nden çiğ süte kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Çiğ süt alırken dikkat edilmesi gereken belki de en önemli unsur sütün hijyenik bir şekilde sağılmış ve hijyen koşullarına uygun malzemelerle paketlenmiş olmasıdır. Aynı şekilde sütün tüketiciye ulaşma aşaması da son derece titizlik gerektiren bir konudur. Soğuk zincirin bozulmaması, özel soğutuculu araçlarda nakliye işleminin gerçekleşmesi önem arz etmektedir.
Bir diğer önemli konu da sütün besleyiciliği. Bu arada hayvanın cinsi ve beslenme tipi, yaşadığı ortam sütün kalitesini büyük ölçüde etkilemektedir. Simental cinsi inekler süt kalitesi en yüksek ırklardan biri olarak bilinmektedir. Bu ırk ineklerin sütü yüksek protein ve yüksek yağ içermektedir.
Gündoğdu Gıda tarafından üretilen sütler de simental cinsi ineklerden elde edilmektedir ve 3 litrelik ambalajlarda satışa sunulmaktadır.
Çiğ sütü kullanıma hazır hale getirmek için dikkat etmemiz gereken bazı unsurlar vardır. Her ne kadar hijyenik koşullarda üretildiğine emin olmuş olsak da, sütü kaynatmaya başlamadan önce temiz bir tülbent, müslin bez ya da benzeri bir örtü yardımıyla süzmek en doğrusu olacaktır. Kaynatma aşamasında ise kaynatma süresi ve şekline dikkat etmemiz gerekir. Eğer sütü olması gerekenden uzun bir süre kaynatırsanız sütten elde edeceğiniz faydayı azaltmış olursunuz. Orta ateşte, süt kaynamaya başladıktan sonra 10 dakika kadar kaynatmak, sonrasında kısık ateşte yaklaşık iki dakika daha kaynatmak yeterli olacaktır.
Türk mutfak kültüründe sütlü tarifler epeyce yoğundur. Özellikle de tatlılarda… Ana malzemesi süt olan tarifler kadar, sütün eşlik ettiği, lezzet kattığı tarifler de çoktur. Süt, şeker ve azıcık pirinçle yaptığınız sütlaçta baş rolde süt varken; keklerde, şerbetli tatlılarda güzel dokunuşlar yapan yardımcı oyuncu gibidir.
Yaşanılan coğrafya, yetiştirilen hayvan türünü ve cinsini, bu tür de bölge insanının damak zevkini şekillendirir. Mesela, Çanakkale’nin peynir helvasında şahaneler yaratan koyun sütü, o helvanın olmazsa olmazıdır. Bazı ustalar, koyunların sütten kesildikleri dönemlerde yaptıkları bu tatlının tadı değişmesin, bozulmasın diye bu dönemde üretime ara verirler. Keza, bu tatlıda inek sütü koyun sütünün yerini tutmaz.
Kimi bölgelerde ağırlıklı olarak inek sütü kullanılır. Bu yöre halkına da koyun ya da keçi sütünü ve bu sütlerin mamüllerini sevdiremezsiniz. Yeri gelmişken unutmadan mandayı da yazmakta fayda var. Ülkemizde koyun, inek ve keçi kadar yetiştirilmiyor olsa da manda yetiştiriciliği yapılmaktadır. Hatta manda yetiştiriciliğinde Türkiye, dünyada 11. Sırada yer almaktadır. Bu hayvanın sütünden elde edilen yoğurt ise kıvamı ve tadıyla gönüllerde yer edinmiştir.
Süt, bebeklerin ek besine geçiş sürecinde yoğurt ve tuzsuz peynir formlarıyla menülerde ilk sırada yerini alır. Diyet listelerinde yoğurt, kefir, peynir halleriyle kullanılır. Kemik erimesiyle mücadele eden kişiler süt ve süt ürünleri tüketim miktarlarını arttırarak bu süreçte bedenlerine destek olurlar. Yaşamımızın ilk anlarından son anlarına kadarki tüm yolculuğumuzda, sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar tüm beslenme sürecimize eşlik eden süt ve süt mamüllerinin, istisnasız her bireye yeterli miktarda ve kaliteli olarak ulaşması büyük önem taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmalar yürüten, süreci destekleyen, geliştiren tüm üreticilerin ve sütten ve süt ürünlerinden vazgeçemeyen herkesin Dünya Süt Günü kutlu olsun!
İNCİR UYUTMASI TARİFİ
Bu kadar yazmışken ve yazıda ufacık da olsa bahsetmişken buraya bir de İncir uyutması tarifi ekleyelim. Az masraflı, az malzemeli, bol lezzetli ve besleyici…
Gerekli Malzemeler: Yarım litre süt, 8 adet kuru incir. (Tercihe bağlı olarak biraz ceviz,tarçın eklenebilir. Bu miktarlarla yaklaşık 4 küçük kase tatlı elde edilir. Malzeme miktarını iki katına çıkararak, tatlınızı da çoğaltabilirsiniz.)
Hazırlanışı: İncirler yıkanır ve bir kaba alınır. Üzerine sıcak su eklenerek yaklaşık bir saat kadar bekletilir. Yumuşayan incirler bıçak yardımıyla minik minik doğranır. Süt tencerede kaynar olmayacak (parmak yakmayacak) şekilde ısıtılır. Doğranmış incirlerin üstüne bir kepçe kadar bu sütten ilave edilir ve incirler çok ezilmeden blenderdan geçirilir. Daha sonra incirler tenceredeki sütle buluşturulur, karıştırılır. Karışım kaselere paylaştırılır. Kaselerin üstü temiz tabaklarla kapatılıp bir sofra örtüsüyle sarılır ve yoğurt mayalar gibi mayalanması beklenir. Yaklaşık iki saat mayalanan tatlının üstü açılır ve 2-3 saat de buzdolabında bekletilir. İsteğe bağlı olarak ceviz,fındık ve tarçınla süslenerek servis edilir. Şeker yok, un yok, yağ yok! Afiyet olsun.