Anasayfa
Sepetim
Kategoriler
Giriş Yap
Geri Dön

Sultan Filmi İncelemesi

18-01-2023 14:25:19
Sultan Filmi İncelemesi

SULTAN

Yeşilçam’ın gönüllerde güzel bir yer edinmiş filmlerindendir Sultan filmi. Senaryosu, oyunculukları, müzikleri ayrı güzel, dönemin toplumsal yapısına, kentleşme sorunlarına değindiği yerlerle de dikkat çekicidir.

Mahallenin muhtarının şımarık ve çapkın oğlu Kemal’in (Bulut Aras) sıradan bir hovardalık sahnesiyle başlayan film, Türkan Şoray’ın da harika enerjisi ve oyunculuğuyla boy göstermesiyle şenlenir. Kadroyu görüp de şenlenmemek ne mümkün. Adile Naşit, Erdal Özyağcılar, Güzin Özyağcılar, İlyas Salman, Selim Naşit ve Şener Şen’in de dahil olduğu mahalle cümbüşleri; çayları, çekirdekleri hazırlayıp ekran başına kilitlenmeyi gerektirir. "Mahalle”, "cümbüş” gibi tanımlar filmin komedi filmi olduğunu düşündürür belki bize ama aslında bir dramdır Sultan filmi.

Ana karakterimiz olan Sultan (Türkan Şoray) 4 çocuklu genç bir duldur. Evlere temizliğe giderek fakir gecekondusunda çocuklarını büyütmekten başka hiçbir gayesi yoktur. Zaten bir şeyler hayal etmeye filan zamanı da yoktur. İşe gitmek için dolmuş durağının yolunda kendisi gibi temizliğe giden arkadaşlarıyla sohbet ederken, bir yandan da "çokomel isterim!” diye tutturan çocuğunu eve yollamaya çalışır. Orda başlar yoksulluğun ağır sohbeti. Televizyonu olmayan ailelerin çocukları komşularında televizyon izlerler. Haliyle reklamlarda gördükleri her şeyi isterler ailelerinden. Kadınlardan biri "fakir semtlerde reklamları yasaklamalı” diyecek kadar bıkmıştır bu durumdan.

Sultan annedir, işçidir. Yorgundur Sultan. Ama kadındır da. Kadınlığını unutmuştur ancak çok da güzeldir. Eee minibüsçü Kemal de bu güzelliği fark edecek kadar çapkındır. Sultan’ı elde etmek için türlü türlü hamleler yapar.

Sultan’ın bir hayranı daha vardır mahallede. Mahalle bakkalı Bahtiyar Efendi. Sakar, peltek, sevimli, çekingen ve korkak Bahtiyar Efendi Sultan’ave çocuklara karşı hep güler yüzlüdür. Ama ne zaman O’nu görse heyecandan eli ayağı birbirine dolaşıverir.

Gel zaman git zaman Kemalniyetinin ciddi olduğunu söyleyerek haber gönderir Sultan’a. Niyeti elbette ciddi değildir, muhtar babasının da olan bitenden hiç haberi yoktur. Bir yalan üzerine kurulu olarak kız isteme faslı, muhallebici buluşmaları, sözde nikah günü alma süreçleri yaşanır. Bu sırada Sultan iyice ısınır gerçek yüzünü göstermeyen Kemal’e. O’nu yanlış tanımış olduğunu düşünür hatta. Her gün defalarca önünden geçtiği evdeki aynanın önünde durur bu kez kendine bakmak için. Kadın olduğunu hatırlar tekrar.

Tüm bunlar yaşanırken mahallede garip şeyler olmaktadır. Gecekondu mahallesindeki evler araziler parsel parsel ve üç kuruş karşılığında satın alınmaya çalışılmaktadır. İşin içinde Kemal’in kurnaz ve paragöz muhtar babası da vardır elbet. Mahalle birer birer, sessiz sedasız sakinlerini kaybetmektedir. Teker teker, ses etmeden gönderelim ki, birleşmesinler der muhtar. Malum, birlikten kuvvet doğar.

İç Isıtan, Gülümseten Sahneler

Sinema salonunda mahallece film izlerken doğum sancısı tutunca oluşan kargaşada Komiser Colombo’nun düdüğünü öttürüp "Vukuat mı vardır?” diye sorması, aldığı yanıt üzerine "Doğuruyor mu? Kimden izin almış?!” demesi herkesi güldürür.

Filmde en sevilen sahnelerden biri Sultan’ın çocuklarından birinin okul dönüşü peşine taktığı köpeği annesine kabul ettirme çabasıdır. Sultansert görünür, kavgacıdır ama ne çocuklarına kıyabilir ne de o yavru köpeğe. Köpeğin evde kalmasına belli koşullarla kabul eder. Eh bir de isim bulmak gerekir evin yeni üyesine. Sultanteker teker oğullarına dönerek şöyle der: Sen Fedai, sen Recai, sen Hüdai… Bu da olsa olsa, bu eve geldiğine göre Enayi!

Söylediğinde haklılık payı büyüktür. Çünkü evde tencere zar zor kaynamaktadır ve sofrada yemek genellikle tek çeşit ve azdır.

Yoksul olmak zordur. Kadın olmak da öyle. Yoksul kadın olmak daha da zordur. Peki yoksul, çocuklu ve dul bir kadın olmak?! İşte Sultan tüm bunlarla sürekli mücadele halindedir. Toplumun dul kadınlara bakışı bellidir.

Bu şenlikli mahalle zoraki bir gecekondu yıkımına maruz kalır. Sultan Kemal’in sahtekar yüzünü görmüş, kandırıldığını anlamış, tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de dişiyle tırnağıyla var ettiği evinden olmuştur. Gönlünün denizinde fırtınalar da kopsa, gemileri paramparça da olsa dimdik durur her şeyin karşısında.

Mahallelinin dayanışıp kenetlenmesi ise bu yıkımla başlar.

Kentsel dönüşümler, gecekondulaşma ve çarpık ve kontrolsüz şehirleşme İstanbul’un o zaman da sorunuydu şimdilerde de. O zamanlar taşı toprağı altın olan İstanbul’da tutunma çabasının resminde mutlaka gecekondu ögesi yer almaktadır.

Neşeli sahneler bolca vardır filmde. Görevine sadık bekçi Komiser Colombo, Kavanoz Nuri,mahallenin yufka yürekli, iş bitirici, ebe Hatice ablası… Hepsinin filme bol bol kahkaha katkısı vardır.

Harika Bir Kadro

1978 yapımı filmin oyuncu kadrosu yukarıda da belirttiğimiz gibi harika. Türkan Şoray, Bulut Aras, Adile Naşit, Şener Şen, İhsan Yüce, İlyas Salman, Güzin Özyağcılar, Erdal Özyağcılar, Tuncer Sevi, Selim Naşit… Yıldızlar geçidi gibi bu kadro için bile izlenmeye değer bir film Sultan.

Senaryosu Yavuz Turgul tarafından yazılan filmin yönetmenliğini deKartal Tibet yapmıştır. Filmin müzikleri ise usta müzisyen Cahit Berkay tarafından yapılmıştır.

Filmin başrol oyuncularını, senaristini ve yönetmenini biraz daha yakından tanıyalım.

Türkan Şoray (Sultan)

Türk sinemasının güzel sultanı…Oyunculuktaki yeteneğinin yanı sıra iyi bir yönetmen, senarist ve yazardır Türkan Şoray. Selvi Boylum Al Yazmalım’ıngüzel Asya’sı, Dönüş filmindeki talihsiz Gülcan … Bir bakmışsınız Balıkçı Azize, bir de bakmışsınız Şoför Nebahat… Azap, Dönüş, Bodrum Hakimi ve Uzaklarda Arama filmlerinin yönetmenidir. Yılanı Öldürseler filminin yönetmenliğini de Şerif Gören ile birlikte yapmıştır. Türkan Şoray 222 filmde oynamış, bu özelliğiyle de dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu unvanını bugün elinde bulundurmaktadır. Fatma Girik, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit’le birlikte Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasıolarak adlandırılır.

1960'larda sinema ile tanışmış sanatçı. ilk sinema ödülünü çok değil 4 sene sonra 1964 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Acı Hayat filmiyle en başarılı kadın oyuncu ödülünüalmıştır. AyrıcaAltın Portakal Film Festivali'nde"en iyi kadın oyuncu" ödülünü dört kez almıştır. 1991 yılında "devlet sanatçısı” unvanı verilen Türkan Şoray, 2010 yılında da UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi seçilmiştir.

Bulut Aras

Gerçek adıUğur Fidan olan oyuncunun hayatı öyle rahatlık ve bolluk içinde başlamamış. 10 çocuklu bir ailenin bir üyesi olarak çocukluğunda Denizli’nin pamuk tarlalarında ırgatlık yapmış üniversite yıllarında ise yolu İstanbul’a düşmüştür. Marmara Üniversitesi mezunu olan sanatçı bir gazetenin düzenlediği sinema, fotoroman, TV yarışmasında birinci seçilmiş. Tesadüf bu ya bu yarışmanın jüri üyelerinden biri, Sultan filmindeki rol arkadaşı Türkan Şoray’dır. Bugüne kadar yaklaşık 50 filmde oynayan Bulut Aras çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin kurucularından ve üyelerindendir.

Kartal Tibet

Ankaralı sanatçı beden eğitimi öğretmenliği ve hukuk eğitimleri almış olmasına rağmen bu üniversite ve bölümlerle pek de ilgisi olmayan bir alana; tiyatroya yönelir. Bu bölümünde eğitimini almak ister ve Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünden mezun olur. Tiyatro sahnelerinde hem oyuncu hem de yönetmen olarak boy gösterir. Çizgi roman kahramanı Karaoğlan da Kartal Tibet’in eseridir.

Birçok filmin hem oyuncusu hem de yönetmeni olan Kartal Tibet, henüz yakın tarihte, 1 Temmuz 2021’de 82 yaşında aramızdan ayrıldı. Geride hafızalara kazınan karakterleri ve yönetmenliğini yaptığı onlarca filmi yadigâr kaldı.

Başrolünden yardımcı oyuncularına figüranına kadar herkesin katkılarıyla güzelleşen Sultan filmini tekrar izleyerek, nostalji yaşamaya ne dersiniz? İyi seyirler.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.