Anasayfa
Sepetim
Kategoriler
Giriş Yap
Geri Dön

Tarihi Yarımadaya Bir Bakış

16-02-2023 12:23:16
Tarihi Yarımadaya Bir Bakış

" Masmavi bir gerdan gibi tarihi yarımada ve kıymetli incilerle süslü bir gerdanlık gibi barındırıyor göğsünde tarihi… Tarihi yarımadayı birlikte tanıyalım.”

TARİHİ YARIMADA VE GEZİLECEK YERLERİ

İstanbul… Tarih boyunca bir çok isme sahip olmuş, hakkında yüzlerce güzelleme yapılmış güzelim şehir! Harplerin de sulhlerin de beşiği olmuş bu görkemli şehrin hakkında ne çok yazılar yazılmış, ne çok türküler, şiirler söylenip okunmuş. Yedi tepeli şehir de denilen tarihi yarımada da kurulu asıl İstanbul’da gezilecek görülecek o kadar çok güzellik var ki; içlerinden yalnızca bazılarını seçip yazmak gerçekten çok zor. Bir yerden başlamalı diyelim ve öncelikle tarihi yarımadayı tanıyalım.

Tarihi Yarımada Neresidir,Nereleri Kapsar?

Tarihi yarımada, adından da anlaşılacağı gibi İstanbul’un en eski yerleşim yeridir.Suriçi olarak da bilinir ki , surların tarihi yarımadanın sınırlarını belirlediği de buradan kolayca anlaşılır. Bu sınırın içerisinde Roma İmparatorluğu’na ve Osmanlı İmparatorluğu’na ait pek çok tarihi eser yer alır.

Kabaca bir sınır belirtmek gerekirse tarihi yarımadanın bugünkü Fatih Belediyesi sınırları içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. Daha eski tarihe göre söyleyecek olur isek Eminönü ve Fatih ilçelerini kapsar.. 2008 yılında Eminönü Belediyesi’nin kaldırılması ve sınırlarının Fatih Belediyesi’ne dahil edilmesiyle sınırı Fatih Belediyesi olarak tariflenmeye başlanmıştır.

Detaylandıracak olursak; Haliç’ten başlayıp, Eyüp Sultan sınırlarındaki tarihi surlarla devam eden ve Zeytinburnu ilçesinin sınırlarına kadar ulaşan, Marmara denizi ile birleşen tarihi surlarla çevrilmiş olan bu geniş bölgeye tarihi yarımadadeniliyor. Asıl İstanbul ya da Eski İstanbul da denilen yer İstanbul boğazı ve Marmara denizi ile çevrili olan kısımdır.

Tarihi yarımadanın batı sınırında Bizanslıların inşaa ettiği Tarihi surlar yer almaktadır. Güneyinde Marmara denizi, doğusunda İstanbul boğazı ve kuzeyde de haliç bulunmaktadır.

Kapalı Çarşı

Yaklaşık 4000 dükkanın bulunduğu bir çarşı düşünün… Bu çarşı içerisindeki bu dükkanlarda çalışan 25.000 kişinin bulunduğu dünyanın en eski çarşısını. Tarihi yarımadanın en ünlü yerlerinden biri olan Kapalı Çarşı, dünyada en fazla turistik ziyaretin yapıldığı mekan unvanına sahip. Yılda yaklaşık 91 milyon turistin ziyaret edip hayran kaldığı böyle görkemli bir yapının ülkemizde, bu güzelim tarihi yarımadada yer alması ne kadar gurur verici!

66 sokağı,24 kapısı, 17 hanı bulunuyor çarşının. Çeşmeler, camiler, şadırvanlar da cabası. Ancak, daha eski zamanlarda her bir sokağında, farklı bir mesleğin , icra edildiği Kapalıçarşı, günümüzde kubbelerine, sokaklarına, duvarlarına yapılan bilinçsiz müdahalelerle, alış veriş merkezi haline dönüşmeye başlamıştır. Bu da çarşının mimari ve kültürel dokusunun geçmişinden gittikçe uzaklaşmasına neden olmaktadır. Tarihi boyunca yaşanmış olan depremler ve yangınlardan da nasibini büyük ölçüde almıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen halıcısı, kilimcisi, kuyumcusu, antikacısı ve daha bir çok ustalık gerektiren işlerin sunulduğu dükkanlarıyla tarihi yarımadanın ve İstanbul’un gözbebeğidir Kapalı Çarşı.

Çorlulu Ali Paşa Medresesi

1707 yılında Çorlulu Ali Paşa tarafından yaptırılan Medresenin mimarı Mimar Davut Ağa’dır. Bugün çay bahçesi olarak kullanılan Medrese de maalesef hoyratlığımızdan ve kıymet bilmezliğimizden payını almış durumdadır. Umarız daha fazla yorulmadan koruma altına alınır.

Çemberlitaş

İmparator Kostantinonuruna yapılmış olan Çemberlitaş Sütunun inşaa tarihi 330 yılını gösteriyor., Sütun’unyer aldığın Çemberlitaş semti tarihi yarımada sınırları içerisinde yer alır.

İmparotor Kostantin’in, bu yapıyıRoma'daki Apollon tapınağından söktürterek buraya diktirdiği ve o vakitler bu alanın adının Forum Kostantin olarak geçmekte olduğu bilinmektedir. 57 metre yüksekliğindeki yapı ilk yapıldığında Sütun’un üzerinde doğan güneşi selamlayan birApollon heykeli olduğu ancak,heykelin 330 yılında İstanbul'a getirilip dikildiğinde İmparator Konstantin’in, Apollon heykelinin yerine kendi heykelini koydurtmuş olduğu da bilinmektedir.İlerleyen zamanlarda farklı imparatorlar da bu uygulamaya devam edip, yapıya kendi heykellerini diktirmiştir.

Tarihi yarımada 1107 yılında büyük bir kasırga felaketi geçmiş ve büyük oranda hasar görmüş, onarımı 1.Aleksios tarafından yaptırılan Çemberlitaş’ın üstüne, onarım sonrasıdevasa bir haç heykeli koydurulmuştur. Bu haç da İstanbul’un fethinden sonra indirilmiş ve Sütun 1470 yılına kadar bir daha onarıma alınmamıştır. 1470’de yenilenen Sütun’un başına bu kez de büyük bir yangın felaketi gelmiştir. (Malum İstanbul tarihi boyunca yangınlar ve depremlerle sınanmıştır.) Tekrar onarılması 1695-1704 yılları arasını bulan yapıdaki hasar, duvarlar ve demir çemberlerle sarılmış ve bu şekilde onarılmaya çalışılmıştır. O günden sonra da tarihi yarımadanın Çemberlitaş’ı olarak anılmıştır. (O vakte kadar Kostantin Sütunu ve Yanık Sütun olarak anılmış olduğu bilinmektedir.)

Rivayete göre Sütun’un alt kısmında İsa Peygamber’in Kudüs’te olduğu varsayılan mezarından alınarak buraya gömülen bazı eşyaları vardır. Rivayet midir gerçek midir bilemeyiz tabi ama dikkat çekici ve merak uyandırıcı olduğu kesin.

Sultan Ahmet Camii –Ayasofya Müzesi (Camii)

17.yüzyıldan günümüze uzanan bu görkemli yapının mimarı Sedef Mehmet Ağa’dır. İçindeki güzel mavi çinileri nedeniyle Mavi Camii adı ile de anılan yapı,sadece İstanbul’un değil dünyanın gözünün üstünde olduğu, çok önemli bir yapıdır. 4. Yüzyılda kilise olarak başlayan yolculuğuna; cami, müze ve tekrar cami olarak devam etmektedir. Ayakta durması ve gücü herkesi kendisine hayran bırakır Ayasofya.

Aya İrini Kilisesi

Topkapı Sarayı’nın içinde yer alan bu kilise, yıllara meydan okuyarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Aya İrini Kilisesi bugün müze olarak gezilebiliyor.

Aya İrini ismininanlamı Kutsal Barış’tır. Kilise, daha önce burada bulunanJüpiter Tapınağı’nın yerine bizzatKonstantintarafından yaptırılmış. Burası hakkında da rivayetler, efsaneler vardır. Kilise, Penelope adında bir azize hakkında efsanelere sahip.

Bizans’ın en büyük halk ayaklanmalarından biri olan Nike İsyanı sırasında büyük hasar görmüş, yıkılıp sonra yeniden yapılmış.

İstanbul’un fethinden sonra, tarihi yarımadanın bu kutsal güzelliğinin korunmasını sağlamış olan Fatih Sultan Mehmetzamanında yapı sarayın cephanesi olarak kullanılmıştır.

Dikilitaş –Yılanlı Sütun

Sultan Ahmet’te bulunan diğer önemli iki yapı da Dikilitaş ve Yılanlı Sütun’dur. M.Ö 390 yılında Mısır’dan getirildiği düşünülen Dikilitaş’ın upuzun gövdesindeki hiyeroglifişlemeler dikkat çekicidir. Bu koca yapı, Roma imparatoru II. Constantius’un tahtaki 20. yılının onuruna, Nil Nehri üzerinden İskenderiye’ye getirilmiştir. Çok büyük ve bu iş için özel olarak yaptırılmış gemilerle taşınarak tarihi yarımadaya getirildiği düşünülmektedir. Yapının hemen denizin kenarında olmaması, denizden bugünkü yerine taşımak için de özel olarak raylı yollar yapıldığı fikrini mantıklı kılmaktadır.

Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı,Yerebatan Sarnıcı

Yüzlerce eserin sergilendiği Arkeoloji Müzesi’ni, Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü Topkapı Sarayı’nı ve Yerebatan Sarnıcı’nı hakkıyla gezmek için iki ya da üç gününüzü ayırmanızı tavsiye ederiz. Yerebatan Sarnıcı yakın zamanda çok iyi bir projeyle restore edilip tekrar ziyarete açılmıştır. Belgrat Ormanları’ndaki su kaynaklarından şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla Bizans döneminde yapılmış büyüleyici ve gizemli yapı, kimi zaman Yerebatan Sarayı diye de anılır. Sütunları, merdivenleri, Medusa başı heykeliyle tarihi yarımada sınırları içerisinde bulunan ve kesinlikle görülmesi gereken yapılardandır. Rivayetleri de boldur hani...

Gülhane Parkı

Topkapı Sarayı’nın etekleri… Sarayburnu’na doğru derin bir yeşilliktir Gülhane Parkı… Hem tarih, hem doğadır ona bu güzelliği veren.

Tüm bu eserler ve bu yazımızda yer veremediğimiz belki onlarca güzellik daha, tarihi yarımadanın gerdanındaki birer inci tanesi kadar güzel, duru ve kıymetlidir. Bizlere düşün öncelikle bu güzelliği fark ve kabul etmek ve onu koruyup kollamaktır. Uzaklardan insanların gıpta ile baktığı, gelip görmek istediği yanı başımızda yer alan bu değerleri, onların tarihini ve hatta masalsı gizemlerini çocuklarımıza da anlatmayı ihmal etmeyelim.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.